Neden Sahip Olmadıklarımıza Odaklanırız? Psikolojinin Hayat Doyumuna Bakışı Üzerine...
- Buse Demir
- 2 Haz
- 2 dakikada okunur
Hemen hemen birçoğumuz hayatımızda pek çok şeye sahibiz, evimiz, sağlığımız, sevdiklerimiz, zaman zaman bizi güldüren anlar... fakat kimi zaman bir yanımız eksik olana meyleder ve sahip olmadıklarımız, ulaşamadıklarımız, başaramadıklarımız zihnimizde daha çok yer kaplar. Peki neden böyleyiz? Psikoloji bu durumu nasıl açıklar ve bu bakış açısı hayat doyumumuzu nasıl etkiler?
İnsan beyni evrimsel olarak tehditlere ve eksikliklere odaklanmaya meyillidir. Bu eğilim, bizi tarih boyunca hayatta tutmuştur zamanında bir tehlikeyi erken fark etmek ya da kaynakların tükendiğini düşünmek, hayatta kalmak için avantaj sağlıyordu fakat günümüzde bu eğilim, bir nevi "zihinsel varsayılan ayar" haline gelmiş durumda...
Peki sonuç? Sahip olduğumuz on güzel şeyin yanında, eksik olan bir taneye takılıp kalıyoruz ve bu da kimi zaman genel yaşam doyumumuzu düşürebiliyor.
Sosyal karşılaştırma kuramı (Festinger, 1954), insanların kendilerini başkalarıyla kıyaslama eğiliminde olduklarını söyler. Günümüzde bu karşılaştırmalar, özellikle sosyal medya aracılığıyla her an ve her yerde karşımıza çıkıyor. Örneğin, başkasının tatilde çekilmiş bir fotoğrafı, yeni aldığı bir araba ya da duyurduğu bir başarı zaman zaman kişide eksiklik duygusu yaratabiliyor.
Bu durum, "hedonik adaptasyon" kavramıyla da birleştiğinde (yani elde ettiğimiz şeylere alışmamız), sürekli daha fazlasını istememize neden oluyor ki bu da sahip olduklarımızdan tatmin olmakta zorlanmamız anlamına geliyor.
Pozitif psikoloji alanında yapılan araştırmalar, minnettarlık duygusunun hayat doyumunu artırmada güçlü bir etkisi olduğunu gösteriyor. Düzenli olarak sahip olduklarımızı fark etmek ve bunlara şükran duymak, zihin yapımızı "eksik odaklı" olmaktan çıkarıp "var olanı takdir eden" bir yapıya dönüştürebiliyor.
Basit ama etkili bir öneri olduğunu düşündüğüm, her gün sonunda minnettar olduğun üç şeyi yazmayı deneyebilirsin. Bunun bilimsel olarak kanıtlanmış şekilde mutluluğu ve iç huzuru arttırdığını söyleyebilirim. İstifade etmek isteyenler için yapılan çalışmanın kaynağını aşağıda paylaşıyorum. 📌 Bu çalışma, minnettarlık pratiğinin bireylerin psikolojik ve fiziksel iyilik halleri üzerindeki etkilerini deneysel olarak incelemektedir. Katılımcılar, 10 hafta boyunca minnettarlık duydukları şeyleri yazdıklarında, daha yüksek yaşam doyumu ve daha az depresyon bildirmişlerdir.
👉https://greatergood.berkeley.edu/pdfs/GratitudePDFs/6Emmons-BlessingsBurdens.pdf?utm_source=chatgpt.com
Sonuç olarak, hayatta neye odaklandığımız, onun bize nasıl hissettirdiğini de belirliyor. Sahip olmadıklarımızı görmek doğaldır ama sahip olduklarımızı fark etmek bir beceridir ve bu beceri geliştirilebilir.
Hayat doyumu, yalnızca ne kadar çok şeye sahip olduğumuzla değil, sahip olduklarımızı nasıl gördüğümüzle ilgilidir ve belki de mutluluğun anahtarı, aradığımız yerde değil, halihazırda elimizde olandır :)

Comments