top of page

İklim Kriziyle Doğan "Eko Anksiyete"

  • Yazarın fotoğrafı: Buse Demir
    Buse Demir
  • 26 Kas 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 8 Ara 2021

Öncelikle hepimizin yakından tanıdığı, insanın ömründen ömür alan, bir noktaya odaklanıp uzun uzun bakarken; “Ben bugün ne yaşadım öyle ya ?” dedirten bir ömür törpüsünün adıdır stres ama genel tabiriyle stres, vücudu ve ruhsal durumu etkileyen, yaşam kalitesini düşüren ve gelecekte yaşanabilecek hastalıkların oluşmasına sebep olan bir durum olarakta ifade edildiğini görürüz fakat stresin tüm bu bildiklerimizden çok daha fazlası olduğunu hepimiz kendi içimizde yaşadıklarımızdan ötürü daha da iyi biliriz. Stresin hayatımızda oluşturduğu etkiler ortada, strese birde kaygı ve o endişe halide eklenince aslında işin içinden kolay kolay çıkılamayan bir durumun tam ortasında kendimizi buluyoruz. Düşünmemek ya da görmezden gelmek pek mümkün değil çevremizde yaşanan olayları ve buna bağlı olarak kayıpları… İklim değişikliğinin sebep olduğu hava olayları, seller, kasırgalar ve kuraklık… Artık denizlerin daha sıcak ve buzulların daha ince olduğu bir dünya ve tüm bunların sonucunda ekolojik bir kaygı içerisine geçiş… Peki nedir bu Eko Anksiyete ? Aslında anksiyetenin hemen hemen ne demek olduğunu çoğumuz biliriz çünkü nicedir kaygılıyız. Peki “Eko anksiyeteyi” hiç duydunuz mu ? İçinde bulunduğumuz şu dönemde, insanların gelecekleri hakkında endişe duymaya başladığı “iklim değişikliğinin” neden olduğu sıkıntıdır. Eko- anksiyete, türlerin yok olmasından, kaynakların tükenmesinden ve bir gün yaşanılabilir bir dünya bulamamaktan duyulan kaygıdır. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) ise Eko Anksiyete için “iklim değişikliğinin görünüşte geri döndürülemez etkisini ve bununla bağlantılı olarak kişinin ve gelecek nesillerin geleceğiyle ilgili endişesinden kaynaklanan kronik bir çevresel felaket korkusu” tanımını kullanmaktadır. İklim değişikliğinin insanların fiziksel, zihinsel ve toplum sağlığı üzerindeki etkileri doğrudan ve dolaylı olarak ortaya çıkmakta ve çıkmaya devam etmekte, sadece doğal afetlerle sınırlı kalmayan, iklim krizinin uzun süreli etkilerine bağlı olarak yaşanamayacak kadar sıcak ya da işlenemeyecek kadar kurak toprakların olması düşüncesi bile insanları özellikle genç nesli strese sokan bir durum. Çok yeni bir kavram, bu konuda bilinçlenmeli ve adımların ona göre atılması gerektiğini düşünüyorum, iklim değişimine karşı her geçen gün yeni çözümlerle daha iyi adımlar atmak ve bu konuda artan farkındalıkla aslında her şeyin daha farklı, iyi bir yöne evrilebileceğine inanıyorum. Gelecek nesillere, daha yeşil, sürdürülebilir ve güzel bir dünya bırakmak mümkün. Her konuda olduğu gibi bu konuda da farkındalık oldukça önemli çünkü farkındalık her şeyden önce değişimin anahtarıdır.

ree


Yorumlar


bottom of page